English - Turkish
Definition of the gum that builds up in the eye in English Turkish dictionary
- sleepy
- {s} uykulu
Tom çok uykulu ve neredeyse gözlerini açık tutamıyor.
-Tom is very sleepy and can hardly keep his eyes open.
Her zaman uykulu hissederim.
-I always feel sleepy.
- sleepy
- çok sakin
- sleepy
- sakin
- sleepy
- hareketsiz
Sami bu hareketsiz kasabanın dışında yaşıyordu.
-Sami lived in the outskirts of this sleepy town.
- sleepy
- sessiz
- sleepy
- sleepylittle town gürültüsüz ve sakin kasaba
- sleepy
- {s} durgun
- sleepy
- {s} çok sakin, çok hareketsiz (yer)
- sleepy
- {s} çürümeye başlamış
- sleepy
- uyuklatıcı
- sleepy
- mahmur halde
- sleepy
- {s} mıymıntı
- sleepy
- {s} uyuşuk
- sleepy
- {s} mahmur
- sleepy
- {s} miskin
- sleepy
- tembel
- sleepy
- sleepily gözlerinden uyku akarak
- sleepy
- sleepinessuykulu olma hali
- sleepy
- {s} uykusu gelmiş
Sanırım Tom'un şimdiye kadar oldukça uykusu gelmiş olmalı.
-I think Tom must be pretty sleepy by now.
Tom uykusu gelmiş gibi gözüküyor.
-Tom looks like he's sleepy.
Related Terms
English - English
Definition of the gum that builds up in the eye in English English dictionary
- sleepy
But the nightdress was heavy, the sleepy in her eyes was heavy, her hair (she made a mustache of one of its locks) was heavy and smelled of cigarettes.
the gum that builds up in the eye
Turkish pronunciation
dhi gʌm dhıt bîldz ʌp în dhi ayPronunciation
/ᴛʜē ˈgəm ᴛʜət ˈbəldz ˈəp ən ᴛʜē ˈī/ /ðiː ˈɡʌm ðət ˈbɪldz ˈʌp ɪn ðiː ˈaɪ/
Resimler
Favorites