the group of persons spoken, or written to, as an object

listen to the pronunciation of the group of persons spoken, or written to, as an object
English - Turkish

Definition of the group of persons spoken, or written to, as an object in English Turkish dictionary

you
siz

Siz insanları anlamıyorum. - I don't see your point.

Merhaba, siz Bay Ogawa mısınız? - Hello, are you Mr Ogawa?

you
sen

Sen olmasaydın, o hâlâ hayatta olacaktı. - If it hadn't been for you, he would still be alive.

Artık seni sevmiyorum. - I no longer love you.

you
{z} 1. sen; siz; sizler; seni; sizi; sana; size: Hey you! Come here! Hey sen, buraya gel! You children don't be late! Çocuklar, siz geç
you
genellemelerde kullanılır
you
sana

Sana küçük bir şey getirdim. - I've brought you a little something.

Bu kitabı sana vereceğim. - I will give you this book.

you
sizi

Sizin hangi tür şarabınız var? - What kind of wine do you have?

Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha? - Because we love you, we are updating Tatoeba to bring you a better user experience. See? We love you huh?

you
seni

Artık seni sevmiyorum. - I don't love you anymore.

Artık seni sevmiyorum. - I no longer love you.

you
size

Size patatesleri haşlayacağım. - I'll boil you the potatoes.

Size kuralları ihlal etmek için izin verilmez. - You are not allowed to violate the rules.

you
sen; siz; sizler; seni; sizi; sana; size: Hey you! Come here! Hey sen, buraya gel! You children don't be late! Çocuklar, siz geç
English - English
you

You are all supposed to do as I tell you.

the group of persons spoken, or written to, as an object
Favorites