the goods or merchandise conveyed in a ship, airplane, or vehicle

English - Turkish

Definition of the goods or merchandise conveyed in a ship, airplane, or vehicle in English Turkish dictionary

Related Terms

cargo

kargo

Kargo gemisi dört saat erken geldi. - The cargo ship arrived four hours early.

Kargo çok ağırdı. Sürücü onu alamadı. - The cargo was too heavy. The driver couldn't take it.

cargo

(Havacılık) ticari eşya

cargo

(Askeri) yük gemisi

Atina'ya giden bir yük gemisi, bir iz bırakmadan Akdeniz'de battı. - A cargo vessel, bound for Athens, sank in the Mediterranean without a trace.

cargo

(Askeri) şilep

cargo

öteberi

cargo

(Sigorta) emtea

cargo

taşıma

Buzkıranlar kargo taşımak ve buz kırmak için kullanılır. - Icebreakers are used to carry cargo and break ice.

cargo

yük taşımacılığı

cargo

(Havacılık) ticari yük

cargo

(Askeri) yük almak

cargo

yük

Atina'ya giden bir yük gemisi, bir iz bırakmadan Akdeniz'de battı. - A cargo vessel, bound for Athens, sank in the Mediterranean without a trace.

cargo

(Askeri) YÜK, HAMULE: Nakliye halinde olan mallar ve ikmal maddeleri

English - English

Definition of the goods or merchandise conveyed in a ship, airplane, or vehicle in English English dictionary

cargo

Hyphenation

the goods or mer·chan·dise conveyed in a ship, airplane, or ve·hi·cle