Dün artık mazi oldu. Yarın ise muamma. Bugün ise avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir armağandır.
- Yesterday is history, tomorrow is a mystery, but today is a gift. That is why it is called the present.
Sessiz olabilen bir bayan eş Tanrının bir armağanıdır.
- A wife who can be quiet is a gift of God.
Sağlık en büyük Allah vergisidir.
- Health is the greatest gift.
O, ne zaman bir seyahatten geri gelse, kızı için bir hediye getirir.
- Whenever she comes back from a journey, she brings a gift for her daughter.
Bu hediye sizin için.
- She meant this gift for you.
Onun doğuştan yetenekleri var.
- He has natural gifts.
O çok kabiliyetli ve yetenekliydi.
- He was very gifted and talented.
Onun yetenekli bir sanatçı olduğundan şüphe etmeye yer yok.
- There is no room to doubt that he is a gifted artist.
Sağlık en büyük Allah vergisidir.
- Health is the greatest gift.
Yaşam, ödüllerini tekrar etmez.
- Life does not repeat its gifts.
Ödül olarak bir Playstation Vita aldım.
- I received a Playstation Vita as a gift.
O çok kabiliyetli ve yetenekliydi.
- He was very gifted and talented.
... You'll see a gift for you. ...
... It's just it was a way for me in my life -- and it's a gift ...