the front part of a vessel

listen to the pronunciation of the front part of a vessel
English - Turkish

Definition of the front part of a vessel in English Turkish dictionary

forward
forwarder sevkeden firma
forward
{f} ilerletmek
forward
{f} gönder

Lütfen postamı bu adrese gönderin. - Please forward my mail to this address.

Lütfen bu mesajı seminer bilgisiyle birlikte şirketinizdeki uygun yöneticilere gönderin. - Please forward this message along with the seminar information to the appropriate managers in your firm.

forward
gelişmiş
forward
ileriye

Arabayı geriye doğru park etmek neden ileriye doğru park etmekten daha kolaydır? - Why is it easier to park the car backwards than forwards?

Jessie küçük eşeği ileriye doğru sürdü. - Jessie urged the little donkey forward.

forward
{f} yeni adrese yollamak
forward
şımarık
forward
ön

O, öne doğru bir adım attı. - He took a step forward.

Tokalaşmak için öne doğru adım attı. - She stepped forward to shake his hand.

forward
küstah
forward
cüretkâr
forward
{i} forvet

Forvet oyuncusu gol attı. - The forward kicked a goal.

forward
{s} ileride olan, öndeki, ön; ileri
forward
{s} istekli
forward
{s} vadeli
forward
{s} ileriye yönelik

Bu, ileriye yönelik büyük bir adımdır. - This is a big step forward.

forward
{s} fazla ileriye giden
forward
{s} cüretli
forward
(isim) forvet, ileride yer alan kimse
forward
z. ileri doğru, ileri
English - English
forward
the front part of a vessel

    Hyphenation

    the front part of a ves·sel

    Turkish pronunciation

    dhi frʌnt pärt ıv ı vesıl

    Pronunciation

    /ᴛʜē ˈfrənt ˈpärt əv ə ˈvesəl/ /ðiː ˈfrʌnt ˈpɑːrt əv ə ˈvɛsəl/
Favorites