Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Gözlerini kapadı, dudaklarını sıktı ve öpmek için öne eğildi.
- She closed her eyes, pursed her lips and leaned forward for a kiss.
Tom dudaklarını yapay olarak boyayan ve kulak memelerini delen kadınların bulunduğu bir kültürden geliyor.
- Tom comes from a culture where women artificially color their lips and put holes in their earlobes.
Eğer söyleyeceğin bir şey yoksa, dudaklarını kapalı tut.
- If you have nothing to say, keep your lips sealed.