the forward under water portion of a vessel at or near the bow

listen to the pronunciation of the forward under water portion of a vessel at or near the bow
English - Turkish

Definition of the forward under water portion of a vessel at or near the bow in English Turkish dictionary

entrance
(Tıp) entrans
entrance
başlangıç
entrance
(Bilgisayar) giriş noktası
entrance
girme

Bugün giriş sınavına girmek zorundayım. - I have to take the entrance examination today.

Gelecek yıl giriş sınavlarına girmek zorundayım. - I have to take the entrance exams next year.

entrance
{f} ilgi uyandır
entrance
kapı

Giriş kapısı kilitli olduğu için biz eve giremedik. - Because the entrance was locked, we couldn't enter the house.

entrance
giriş yeri
entrance
esritmek
entrance
{i} atılma
entrance
giriş ücreti
entrance
{i} sahneye çıkma
entrance
büyüle

Ben sadece onun yüzünün güzelliği tarafından büyülendim. - I was simply entranced by the beauty of her face.

Tom Mary'nin şarkı söylemesinden büyülendi. - Tom was entranced by Mary's singing.

entrance
giriş hakkı
entrance
(fiil) büyülemek, mest etmek, hayran bırakmak, kendinden geçirmek
entrance
(Tıp) Giriş, giriş lyeri
entrance
{i} giriş yeri, giriş kapısı, giriş
entrance
vecit haline koymak
entrance
{i} giriş ücreti, giriş
English - English
entrance
the forward under water portion of a vessel at or near the bow

    Hyphenation

    the for·ward un·der wa·ter por·tion of a ves·sel at or near the bow

    Turkish pronunciation

    dhi fôrwırd ʌndır wôtır pôrşın ıv ı vesıl ät ır nîr dhi bau

    Pronunciation

    /ᴛʜē ˈfôrwərd ˈəndər ˈwôtər ˈpôrsʜən əv ə ˈvesəl ˈat ər ˈnər ᴛʜē ˈbou/ /ðiː ˈfɔːrwɜrd ˈʌndɜr ˈwɔːtɜr ˈpɔːrʃən əv ə ˈvɛsəl ˈæt ɜr ˈnɪr ðiː ˈbaʊ/
Favorites