English - Turkish
Definition of the former is called qualitative, and the latter quantitative analysis in English Turkish dictionary
- analysis
- analiz
O, analizinin doğru olduğuna ısrar ediyor.
-She maintains that her analysis is correct.
Onun denemesi, sorunun sadece yüzeysel bir analizini yaptı, bu yüzden sınıfta en yüksek notu aldığında ona gerçekten büyük bir sürpriz olmuştu.
-His essay gave only a superficial analysis of the problem, so it was a real surprise to him when he got the highest grade in the class.
- analysis
- tahlil
- analysis
- {i} çözümleme
- analysis
- (Muzik) çözümleyen
- analysis
- çözümlemek
- analysis
- (Dilbilim) çözümlenme
- analysis
- ayrım
- analysis
- quantitative analysis nicel çözümleme
- analysis
- electrolytic analysis elektrolitik tahlil
- analysis
- tahlil etme
- analysis
- chemical analysis kimyasal tahlil
- analysis
- (Askeri) İNCELEME, ANALİZ, ÇÖZÜMLEME: Bir sorunun yöntemli olarak araştırılması ve daha ayrıntılı olarak incelenmesi için sorunun daha küçük ilişkili birimlere ayrılması
- analysis
- {i} inceleme
- analysis
- (Sosyoloji, Toplumbilim) çözümlemes
Related Terms
English - English
Definition of the former is called qualitative, and the latter quantitative analysis in English English dictionary
- analysis
the former is called qualitative, and the latter quantitative analysis
Hyphenation
the form·er I·s called qualitative, and the lat·ter quan·ti·ta·tive a·na·ly·sisPronunciation
Resimler
Favorites