the form of matter that has definite shape and volume

listen to the pronunciation of the form of matter that has definite shape and volume
English - Turkish

Definition of the form of matter that has definite shape and volume in English Turkish dictionary

solid
{s} katı

Su sıvıdır. Donduğu zaman, katılaşır. - Water is liquid. When it freezes, it becomes solid.

Şüphelilerin hepsinin katı mazeretleri var. - All of the suspects have solid alibis.

solid
{s} sağlam

Bu evin sağlam bir temeli vardır. - This house has a solid foundation.

Bu yatak sağlam gözüküyor. - This bed looks solid.

solid
{s} katı, sıvı olmayan
solid
{s} tam, kesintisiz, aralıksız, fasılasız. 4
solid
{s} mükemmel

Amerikan ekonomisi mükemmel durumdadır. - The American economy is in solid shape.

solid
aralıksız
solid
deliksiz
solid
som

Kıralın tahtı som altından yapılmıştı. - The king's throne was made out of solid gold.

Bu heykel som altından yapılmış. - This statue is made of solid gold.

solid
kaliteli
solid
içinde boşluk olmayan
solid
katı yiyecek

Bugün, bir hafta içinde ilk kez, Tom katı yiyecek yiyebildi. - Today, for the first time in a week, Tom was able to eat solid food.

solid
{s} bütün
solid
{s} metin
solid
(isim) katı cisim, üç boyutlu cisim, üç boyutluluk
solid
{s} türdeş
solid
solid food katı yiyecek
solid
katı madde
solid
{s} kübik
solid
{s} koyu

Peynir, inek, keçi, koyun, ve diğer memelilerin sütlerinden yapılan bir katı gıdadır. - Cheese is a solid food made from the milk of cows, goats, sheep, and other mammals.

English - English
solid
the form of matter that has definite shape and volume

    Hyphenation

    the form of mat·ter that has de·fi·nite shape and vol·ume

    Turkish pronunciation

    dhi fôrm ıv mätır dhıt hız defınıt şeyp ınd välyum

    Pronunciation

    /ᴛʜē ˈfôrm əv ˈmatər ᴛʜət həz ˈdefənət ˈsʜāp ənd ˈvälyo͞om/ /ðiː ˈfɔːrm əv ˈmætɜr ðət həz ˈdɛfənət ˈʃeɪp ənd ˈvɑːljuːm/
Favorites