the flat area of the racket formed by the strings and bounded by the frame

listen to the pronunciation of the flat area of the racket formed by the strings and bounded by the frame
English - Turkish

Definition of the flat area of the racket formed by the strings and bounded by the frame in English Turkish dictionary

face
{f} bakmak

Bu kızın güzel bir yüzü var. Kalbim ona bakmaktan erir. - This girl has a pretty face. My heart melts from looking at it.

Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır. - Looking at your Facebook friends' photos is a waste of time.

face
karşısında olmak
face
{f} dönmek
face
{f} göğüs germek
face
{f} yönelmek
face
(Ticaret) karşısında durmak
face
çehre
face
{i} (saatte) mine, kadran
face
şekil

İngiltere tehlikeli şekilde düşük gıda malzemeleri ile karşı karşıya idi. - Britain faced dangerously low supplies of food.

Benimle tekrar o şekilde konuşursan, yüzünü parçalayacağım. - If you talk to me that way again, I'm going to smash your face in.

face
şeref
face
sıvamak
face
{f} karşı olmak
face
{i} ön yüz, cephe
face
{f} yüzünü dönmek
face
on taraf
face
{i} sima
face
sıvama
face
{f} (bir duruma) dayanmak, tahammül etmek
face
{i} biçim

Şapkamı giymeyi unuttum ve yüzüm kötü biçimde güneşten yandı. - I forgot to wear my hat and my face got badly sunburned.

Tom'un yüzü kötü bir biçimde çürük. - Tom's face is badly bruised.

face
{i} (Geometri) yüz
English - English
face
the flat area of the racket formed by the strings and bounded by the frame

    Hyphenation

    the flat ar·e·a of the rack·et formed by the strings and bound·ed by the frame

    Turkish pronunciation

    dhi flät eriı ıv dhi räkît fôrmd bay dhi strîngz ınd baundıd bay dhi freym

    Pronunciation

    /ᴛʜē ˈflat ˈerēə əv ᴛʜē ˈrakət ˈfôrmd ˈbī ᴛʜē ˈstrəɴɢz ənd ˈboundəd ˈbī ᴛʜē ˈfrām/ /ðiː ˈflæt ˈɛriːə əv ðiː ˈrækɪt ˈfɔːrmd ˈbaɪ ðiː ˈstrɪŋz ənd ˈbaʊndəd ˈbaɪ ðiː ˈfreɪm/
Favorites