Derin ve saygılı huşuyla şamdanı önceki yerine koydum.
- With deep and reverent awe I replaced the candelabrum in its former position.
Tom Mary'nin önceki eşidir.
- Tom is Mary's former husband.
Sadece iki şey sonsuzdur, evren ve insanoğlunun aptallığı, ve ben ilkinden emin değilim.
- Only two things are infinite, the universe and human stupidity, and I'm not sure about the former.
Filmin ilk yarısı sıkıcıydı.
- The former half of the film was dull.
Eski öğrenciyle tokalaştım.
- I shook hands with the former student.
Arjantin'in eski para birimi Austral'di. Sembolü ₳ idi.
- The former Argentine currency was Austral. Its symbol was ₳.