Seni burada görmek ne hoş sürpriz!
- What a pleasant surprise to see you here!
Onun birden istifade etmiş olması, bizim için büyük sürpriz.
- To our great surprise, he suddenly resigned.
Tom şaşkınlıktan yakalandı.
- Tom was caught by surprise.
O, şaşkınlıkla bana baktı.
- He looked at me in surprise.
Ordumuz kırallığa baskın yaptı.
- Our army took the kingdom by surprise.
Bu beklenmedik bir sürpriz.
- This is an unexpected surprise.
Sizden bir hediye almak beklenmedik bir sürprizdi.
- Receiving a gift from you was an unexpected surprise.
Tom Mary'ye sürpriz yapmak istedi.
- Tom wanted to surprise Mary.
Tom'a sürpriz yapmak istedim.
- I wanted to surprise Tom.
Imagine my surprise on learning I owed twice as much as I thought I did.