the external appearance of something

listen to the pronunciation of the external appearance of something
English - Turkish

Definition of the external appearance of something in English Turkish dictionary

outside
(şans/olasılık/vb.) uzak
outside
dış taraf

Kalenin dış tarafı beyaza boyandı. - The outside of the castle was painted white.

Duvar dış tarafta beyaz ve içeride yeşil. - The wall is white on the outside and green on the inside.

outside
dış

Onun dışında, başka hiç kimse partiye gelmedi. - Outside of him, no one else came to the party.

Dışarıda bir masaya oturabilir miyiz? - Could we have a table outside?

outside
sayfanın dış kısımlarında
outside
{s} dışarıda

Dışarıda bir masaya oturabilir miyiz? - Could we have a table outside?

TV izleme yerine dışarıda oynayın. - Play outside instead of watching TV.

outside
{e} ötesine
outside
(İnşaat) dışarısı, dış taraf
outside
azami/uzak/dış
outside
{s} en çok
outside
edat dış taraf
outside
{e} den başka
outside
azami
outside
Dışta dışarı
outside
(isim) dış, dışarı, en fazla miktar, ileri uç bölgesi (saha)
outside
{e} dışına

Bir gün ülke dışına uçmak isteyeceğim. - One day I'll want to fly outside the country.

Alışılmışın dışına çık. - Think outside the box.

outside
{i} dış görünüş
outside
{s} dış kaynaklı
outside
{s} dışarıdaki

Bütün dikkatimi dışarıdaki manzaraya yöneltti. - He addressed my full attention to the landscape outside.

Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi. - I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves.

English - English
outside
the external appearance of something

    Hyphenation

    the ex·ter·nal ap·pear·ance of some·thing

    Turkish pronunciation

    dhi îkstırnıl ıpîrıns ıv sʌmthîng

    Pronunciation

    /ᴛʜē əkˈstərnəl əˈpərəns əv ˈsəmᴛʜəɴɢ/ /ðiː ɪkˈstɜrnəl əˈpɪrəns əv ˈsʌmθɪŋ/
Favorites