English - Turkish
Definition of the extent, or the relative frequency of something happening in English Turkish dictionary
- incidence
- (Tıp) Oluş veya görülüş sıklığı, hastalığın görülüş oranı
- incidence
- (Gıda) oluş sıklığı
- incidence
- {i} of (bir şeyin) meydana gelmesi: The incidence of cholera has been declining. Kolera vakaları azalmakta
- incidence
- (Tıp) insidans
- incidence
- (Havacılık) geliş açısı
- incidence
- bir şeyin meydana gelmesi
- incidence
- vaka
- incidence
- geliş
- incidence
- (Gıda) vaka adedi
- incidence
- oran
- incidence
- tekrar oranı
- incidence
- {i} tesadüf
- incidence
- {i} rastlantı
- incidence
- bir cisim veya ışmın bir düzey üzerine düşmesi
- incidence
- (isim) rastlantı, tesadüf, isabet, oran, etki alanı, etki
- incidence
- {i} isabet
- incidence
- (Diş Hekimliği) belli bir yerde ve belli bir zaman diliminde rastlanılmış belli bir hastalığın vaka adedi
- incidence
- {i} etki
Related Terms
English - English
Definition of the extent, or the relative frequency of something happening in English English dictionary
- incidence
the extent, or the relative frequency of something happening
Hyphenation
the extent, or the rel·a·tive fre·quen·cy of some·thing hap·pen·ingPronunciation
Resimler
Favorites