İşsizlik oranı durgunluktan dolayı %5'e yükseldi.
- The unemployment rate went up to 5% because of the recession.
Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı.
- Falling interest rates have stimulated the automobile market.
Doların değeri enflasyonun yükselme oranında düşer.
- The value of the dollar declines as the rate of inflation rises.
Bunu nasıl değerlendirirdin?
- How would you rate that?
Saatte üç mil hızla yürüdüler.
- They walked at the rate of three miles an hour.
Onun senkronizasyon hızı arzulanan bir şey bırakmadı.
- His synchronizing rate left nothing to be desired.
Parasını yüksek faiz oranıyla ödünç veriyor.
- He lends money at a high rate of interest.
There shall no figure at such rate be set, / As that of true and faithfull Iuliet.