Tom emlak acentesiydi.
- Tom was a real estate agent.
Avukatlar ve emlakçılar zengin veya iğrençler.
- Lawyers and real estate agents are rich or obnoxious.
Öylesine büyük bir malikhâneyi nasıl idare edeceğimi bilmiyorum.
- I don't know how to manage that large estate.
O, malikhanesinde yaşar.
- He lives on his country estate.
Edward amcasının menkulünü miras olarak aldı.
- Edward inherited his uncle's estate.
Altmış yaşındaki teyzem büyük miras aldı.
- My sixty-year-old aunt inherited the huge estate.
Tom bir yaban hayatı sığınma evi yaratmak için mülkünü bağışladı.
- Tom donated his estate to create a wildlife sanctuary.
O, mülküne varis olarak sahip oldu.
- He succeeded to his estate.
Mal varlığınının bir kısmını oğlu Robert'a bıraktı.
- He settled part of his estate on his son Robert.
Mal varlığınının bir kısmını oğlu Robert'a bıraktı.
- He left part of his estate to his son Robert.
Tom amcasının arazisini miras olarak aldı.
- Tom inherited his uncle's estate.
I am afraid that some of the nobles who are campaigning for it simply want to use the Estates to cut down the King's power and increase their own.
... it depends on zoning and culture and real estate developers and economics and choices ...
... an estate my RA ...