the epoch or time during which a deposit was made

listen to the pronunciation of the epoch or time during which a deposit was made
English - Turkish

Definition of the epoch or time during which a deposit was made in English Turkish dictionary

horizon
ufuk

Ufukta bir gemi görebiliyorum. - I can see a ship on the horizon.

Güneş ufukta göründü. - The sun appeared on the horizon.

horizon
(Askeri) UFUK, YATAY DÜZLEM: Genel olarak belirli bir mevkiden bakıldığında yer ile semanın belirli veya zahiri olarak birleştiği yer. Ayrıca belirgin, zahiri veya bölgesel ufuk olarak da adlandırılır. Belirgin veya zahiri ufuk gerçek ufuğa yalnızca görüş noktası deniz seviyesine çok yakın olduğunda yaklaşır
horizon
(Tıp) horızon
horizon
(Jeoloji) kat
horizon
İktisat dilinde talep ve arz eğrilerinin piyasa denklemindeki çizgisi
horizon
{i} görüş

Ölüm sadece bir ufuktur ve bir ufuk bizim görüş limitimiz hariç hiçbir şeydir. - Death is only a horizon, and a horizon is nothing save the limit of our sight.

Ölüm sadece bir ufuktur. Ve bir ufuk sadece görüş alanımızın sınırıdır. - Death is only a horizon. And a horizon is just the edge of our field of view.

horizon
horizon
horizon
{i} anlayış
horizon
çevren
horizon
fikir ufukları
horizon
seviye
horizon
apparent horizon görünen çevren
English - English
horizon
the epoch or time during which a deposit was made

    Hyphenation

    the ep·och or time dur·ing which a de·po·sit was made

    Turkish pronunciation

    dhi ipık ır taym dyûrîng hwîç ı dıpäzît wız meyd

    Pronunciation

    /ᴛʜē ˈēpək ər ˈtīm ˈdyo͝orəɴɢ ˈhwəʧ ə dəˈpäzət wəz ˈmād/ /ðiː ˈiːpək ɜr ˈtaɪm ˈdjʊrɪŋ ˈhwɪʧ ə dəˈpɑːzɪt wəz ˈmeɪd/
Favorites