English - Turkish
Definition of the entry to a place is the way into it, for example a door or gate. = entrance in English Turkish dictionary
- entry
- {i} giriş
Senin bir giriş biletin var.
-You have an entry ticket.
Kompozisyon yarışması için giriş şartları çok sıkıdır.
-The entry requirements for the essay competition are very strict.
- entry
- {i} girdi
- entry
- (Avcılık) baskın
- entry
- yarışmacı
- entry
- giriş yeri
- entry
- geçit
- entry
- (Bilgisayar) öğe
- entry
- {i} girme
Evde zorla girme işaretleri yoktu.
-There were no signs of forced entry in the house.
- entry
- Varlık
- entry
- {i} antre
- entry
- {i} katılma
- entry
- geminin manifestosunu verip gümrüğe giriş kaydı yaptırma entrywaymethal
- entry
- {i} kayıt
- entry
- {i} madde
- entry
- (isim) giriş, antre, girme, kalem, kapı, sahneye çıkma, katılma, girdi, madde, kayıt
- entry
- sahip olarak mülke girme
- entry
- {i} kapı
- entry
- {i} sahneye çıkma
- entry
- girilecekdouble entry çifte kayıt usulu
Related Terms
English - English
Definition of the entry to a place is the way into it, for example a door or gate. = entrance in English English dictionary
- entry
the entry to a place is the way into it, for example a door or gate. = entrance
Hyphenation
the en·try to a place I·s the way in·to it, for ex·am·ple a door or gate. = en·trancePronunciation
Resimler
History
Favorites