the depression in a dog's face between the skull and the nasal bones

listen to the pronunciation of the depression in a dog's face between the skull and the nasal bones
English - Turkish

Definition of the depression in a dog's face between the skull and the nasal bones in English Turkish dictionary

stop
eğlenmek
stop
konaklamak
stop
(Bilgisayar) durdurur

Tom, onu durdurur musun? - Tom, will you stop that?

Lütfen onu durdurur musun? - Can you please stop that?

stop
ara

Tom arabaya yakından bakmak için durdu. - Tom stopped to take a close look at the car.

Girişte bir araba durdu. - A car stopped at the entrance.

stop
tapa

Bu tapa şişeye uymaz. - This stopper does not fit the bottle.

stop
mani olmak
stop
tevakkuf etmek
stop
durdurma

Onu durdurmanın imkansız olduğunu düşündük. - We thought it impossible to stop him.

Onu durdurmaya çalıştım, ama beni geride bıraktı. - I tried to stop him, but he left me behind.

stop
tıkamak
stop
durdurmak

Hıçkırığı durdurmak için ne yapmalıyım? - What should I do to stop hiccoughs?

Hıçkırığı durdurmak için ne yapmalıyım? - What should I do to stop hiccups?

stop
bitmek
stop
önlemek
stop
durma

Benim bu saatim asla durmaz. - This watch of mine never stops.

Durmak istesemde duramadım. - Even if I had wished to stop, I couldn't.

stop
{i} duraksama
stop
{f} savmak
stop
{i} stop etme
stop
{f} kesilmek
stop
{i} istasyon

Tokyo İstasyonu üçüncü duraktır. - Tokyo Station is the third stop.

Bu tren tüm istasyonlarda durur. - This train stops at all stations.

stop
{i} mola; duraklama
stop
{i} duraklama
English - English
stop
the depression in a dog's face between the skull and the nasal bones

    Hyphenation

    the De·pres·sion in a dog's face be·tween the skull and the na·sal bones

    Turkish pronunciation

    dhi dîpreşın în ı dôgz feys bitwin dhi skʌl ınd dhi neyzıl bōnz

    Pronunciation

    /ᴛʜē dəˈpresʜən ən ə ˈdôgz ˈfās bēˈtwēn ᴛʜē ˈskəl ənd ᴛʜē ˈnāzəl ˈbōnz/ /ðiː dɪˈprɛʃən ɪn ə ˈdɔːɡz ˈfeɪs biːˈtwiːn ðiː ˈskʌl ənd ðiː ˈneɪzəl ˈboʊnz/
Favorites