Tom, onu durdurur musun?
- Tom, will you stop that?
Lütfen onu durdurur musun?
- Can you please stop that?
Tom arabaya yakından bakmak için durdu.
- Tom stopped to take a close look at the car.
Girişte bir araba durdu.
- A car stopped at the entrance.
Bu tapa şişeye uymaz.
- This stopper does not fit the bottle.
Onu durdurmanın imkansız olduğunu düşündük.
- We thought it impossible to stop him.
Onu durdurmaya çalıştım, ama beni geride bıraktı.
- I tried to stop him, but he left me behind.
Hıçkırığı durdurmak için ne yapmalıyım?
- What should I do to stop hiccoughs?
Hıçkırığı durdurmak için ne yapmalıyım?
- What should I do to stop hiccups?
Benim bu saatim asla durmaz.
- This watch of mine never stops.
Durmak istesemde duramadım.
- Even if I had wished to stop, I couldn't.
Tokyo İstasyonu üçüncü duraktır.
- Tokyo Station is the third stop.
Bu tren tüm istasyonlarda durur.
- This train stops at all stations.