English - Turkish
Definition of the degree of something undesirable; badness or seriousness in English Turkish dictionary
- severity
- şiddet
Onun evden kaçması babasının şiddetinden dolayıdır.
-His running away from home is due to his father's severity.
- severity
- katılık
- severity
- vahamet
- severity
- haşinlik
- severity
- yalınlık
- severity
- {i} ağırlık
- severity
- önem
- severity
- {i} (zarara ait) büyüklük
- severity
- {i} sertlik
- severity
- {i} zorluk, güçlük
- severity
- (Nükleer Bilimler) şiddet, önemlilik
- severity
- (Mukavele) önem, şiddet, ciddiyet
- severity
- {i} sadelik
- severity
- {i} (ağrıya ait) şiddet
- severity
- (isim) sertlik, şiddet, ağırlık, ciddiyet, sadelik
- severity
- önem (derecesi)
Related Terms
English - English
Definition of the degree of something undesirable; badness or seriousness in English English dictionary
- severity
The severity of the offence merits a long prison sentence.
the degree of something undesirable; badness or seriousness
Hyphenation
the de·gree of some·thing undesirable; bad·ness or se·ri·ous·nessPronunciation
Resimler
Favorites