English - Turkish
Definition of the degree of density or viscosity of something in English Turkish dictionary
- consistency
- tutarlılık
Ona tutarlılık diyoruz.
-That's what we call consistency.
Ben fosforik asitin Hindistan cevizi yağı ile aynı renk ve tutarlılıkta olduğunu düşünüyorum.
-I think phosphoric acid has the same color and consistency as coconut oil.
- consistency
- kararlılık
- consistency
- (Felsefe) bağlam
- consistency
- yoğunluk (sıvı)
- consistency
- (Kimya) kıvamlılık
- consistency
- sabitlik
- consistency
- uyum
- consistency
- koyuluk
- consistency
- kıvam
Senin şekerli çöreklerinin kauçuk kıvamına sahip olduğunu söylediğim için üzgünüm.
-I'm sorry to say that your madeleines have the consistency of rubber.
- consistency
- yoğunluk
- consistency
- katılık/tutarlılık
- consistency
- {i} katılık
- consistency
- (Mukavele) tutarlık, uyum, ahenk
- consistency
- {i} tutarlık, tutarlılık, insicam
- consistency
- (Tıp) Kıvam, herhangi bir maddenin koyuluk veya sertlik derecesi
- consistency
- (Askeri) TUTARLILIK, UYGUNLUK
Related Terms
English - English
Definition of the degree of density or viscosity of something in English English dictionary
- consistency
the degree of density or viscosity of something
Hyphenation
the de·gree of den·si·ty or vis·cos·i·ty of some·thingTurkish pronunciation
dhi dîgri ıv densıti ır vîskäsıti ıv sʌmthîngPronunciation
/ᴛʜē dəˈgrē əv ˈdensətē ər vəsˈkäsətē əv ˈsəmᴛʜəɴɢ/ /ðiː dɪˈɡriː əv ˈdɛnsətiː ɜr vɪsˈkɑːsətiː əv ˈsʌmθɪŋ/
Resimler
Favorites