the contents of such a vessel; a cupful

listen to the pronunciation of the contents of such a vessel; a cupful
English - Turkish

Definition of the contents of such a vessel; a cupful in English Turkish dictionary

cup
{i} bardak

Bir bardak sıcak çorba beni rahatlattı. - A cup of hot soup relaxed me.

Lütfen bana bir bardak süt ver. - Please give me a cup of milk.

cup
{f} kavramak
cup
fincan

Lütfen bana bir fincan süt ver. - Please give me a cup of milk.

Bir fincan kahve daha içmek istiyorum. - I'd like to have another cup of coffee.

cup
kupa

İspanya, 2010 FIFA Dünya Kupası'nın galibidir. - Spain is the winner of the 2010 FIFA World Cup.

2010 Dünya Kupası'nı Hollanda kazandı. - The Netherlands have won the 2010 World Cup.

cup
(ellerini/vb.) yuvarlak bir şey tutar gibi yapmak
cup
kap şekline getir(mek)
cup
cup one s hands avuçlarını bitiştirerek
cup
(İnşaat) kab, zarf
cup
litrenin dörtte biri
cup
{i} kâse

Tom tahıl bulamacı kutusunu dolaptan çıkardı ve kendisine bir kase dolusu koydu. - Tom got a box of cereal out of the cupboard and poured himself a bowlful.

Tom çorbayı büyük bir teneke kaseye döktü. - Tom poured the soup into a large tin cup.

cup
yuvarla
cup
{f} şişe çekmek, hacamat yapmak, vantuz çekmek
cup
yuvarlak bir şey tutar gibi y
cup
(Tekstil) kap

Sana bazı kap kekler yaptım. - I made you some cupcakes.

Tom Mary'nin kapkeklerinden birini yedi. - Tom ate one of Mary's cupcakes.

cup
fincan,v.kap şekline getir: n.kap
cup
{f} şişe çekmek
cup
kupa/fincan
cup
{i} fincan, bardak, kupa, kadeh
cup
(fiil) çanak gibi yapmak, şişe çekmek; kavramak
English - English
cup
the contents of such a vessel; a cupful
Favorites