Sanırım onun karısını öldürme nedeni hâlâ bir sır.
- I think the reason why he killed his wife is still a mystery.
Bu kazaya neyin sebep olduğu tam bir sır.
- It is a complete mystery what caused the accident.
Aşk, sürekli olarak gizem ve sefalettir.
- Love is mystery and misery indefinitely.
O, gizemi açıklamada zorluk çekmedi.
- He had no difficulty explaining the mystery.
Dün artık mazi oldu. Yarın ise muamma. Bugün ise avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir armağandır.
- Yesterday is history, tomorrow is a mystery, but today is a gift. That is why it is called the present.
Rusya, bir muammanın içindeki gizemle sarılmış bir bilmece.
- Russia is a riddle wrapped in a mystery inside an enigma.
Cinayet gizem olarak kalır.
- The murder remains a mystery.
Bugün, İngilizce dilek kipinin gizemini çözeceğiz.
- Today, we are going to unravel the mystery of the English subjunctive.