the central, or one of the central, bones of the carpus or or tarsus

listen to the pronunciation of the central, or one of the central, bones of the carpus or or tarsus
English - Turkish

Definition of the central, or one of the central, bones of the carpus or or tarsus in English Turkish dictionary

central
{s} orta

Avusturya, Orta Avrupa'da parlamenter bir cumhuriyettir ve dokuz federal eyaletten oluşur. - Austria is a parliamentary republic in central Europe and consists of nine federal states.

Orta Asya'daki seyahatlerinden döndü. - He's back from his travels in Central Asia.

central
{s} merkezi

Bu binada merkezi ısıtma var mı? - Is there central heating in this building?

Merkezî sinir sistemi dört organdan oluşur. - The central nervous system consists of four organs.

central
(Tıp) Merkezi, merkezde bulunan, santral, centralis
central
özeksel
central
ana

Kıskançlık, Amerikan yaşamının ana gerçeğidir. - Envy is the central fact of American life.

Amerikan İç Savaşı, kitabın ana temasıdır. - The American Civil War is the central theme of the book.

central
temel

Cesaret, Hanuka'nın temel bir ilkesidir. - Bravery is a central principle of Hanukkah.

central
santral
central
uygun
central
{i} telefon santralı
central
{s} önde gelen
central
central heating kalorifer tesisatı
central
ortada olan
central
{s} esas

Bu hastalık esas olarak merkezi sinir sistemini etkiler. - This disease affects mainly on the central nervous system.

central
{s} ana, belli başlı
central
(isim) santral [amer.], santral memuru [amer.]
central
(Diş Hekimliği) Merkeze yakın olan
central
(sıfat) merkezi, merkezde olan, orta, esas, asıl, önde gelen, baş
English - English
centrale
central
the central, or one of the central, bones of the carpus or or tarsus
Favorites