İstasyon, şehir merkezindedir.
- The station is in the center of the city.
Tokyo, bildiğiniz gibi,dünyanın finans merkezlerinden biridir.
- Tokyo, as you know, is one of the financial centers of the world.
Gökdelen şehrin ortasındadır.
- The skyscraper is in the center of the city.
Odanın ortasına oturduk.
- We sat in the center of the room.
Bitkiler olmasaydı, biz yaşayamazdık.
- If it were not for plants, we wouldn't be able to live.
Yağmur ormanlarının, dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına rağmen; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası orada yaşar.
- Although rainforests make up only two percent of the earth's surface, over half the world's wild plant, animal and insect species live there.
The new guy turned out to be a plant.
Nisan ayı sebze tohumlarınızın çoğunu ekmek için en iyi zamandır.
- April is the best time to plant most of your vegetable seeds.
Öncelikle bütün bu tohumları ekmek zorundayız.
- First of all, we have to plant all these seeds.
Babası bir traktör sürücüsüydü ve annesi bir tekstil fabrikasında çalıştı.
- Her father was a tractor driver and her mother worked in a textile plant.
Boston'da bir fabrikamız var.
- We have a plant in Boston.
the center of attention.
convention center.
... the inner courtyard lined with poor to cause has a mosque in the center ...
... animals was the most famous production center of turkey ...