English - Turkish
Definition of the break in play between the second and third sessions in English Turkish dictionary
- tea
- bitki çayı
Tom kendisine bir fincan bitki çayı koydu.
-Tom poured himself cup of herbal tea.
- tea
- öğleden sonraları yenen hafif yemek
- tea
- {i} esrar [amer.]
- tea
- çay
Wang Lao Ji bir bira değildir. O bir çaydır.
-Wang Lao Ji isn't beer. It's tea.
Kahveyi çaydan daha çok seviyorum.
-I like coffee better than tea.
- tea
- çay ziyafeti
- tea
- çay içmek
Kahve yerine çay içmek istiyorum.
-I'd like to have tea instead of coffee.
Bir fincan çay içmek ister misin?
-Would you like to have a cup of tea?
- tea
- çay vermek
- tea
- kuru çay yaprağı
- tea
- demli içecek
- tea
- tea bag çay yapmak için içinde çay yapraklan bulunan kâğıt torba
- tea
- (isim) çay, esrar [amer.]
- tea
- tea ball içine çay yaprakları konulup ka
- tea
- {i} çay partisi; çay: She's giving a tea tomorrow. Yarın bir çay partisi verecek. Will you come for tea this afternoon? Bu öğleden
- tea
- Thea sinensis
Related Terms
English - English
Definition of the break in play between the second and third sessions in English English dictionary
- tea
Australia were 490 for 7 at tea on the second day.
the break in play between the second and third sessions
Hyphenation
the break in play be·tween the sec·ond and third ses·sionsTurkish pronunciation
dhi breyk în pley bitwin dhi sekın ınd thırd seşınzPronunciation
/ᴛʜē ˈbrāk ən ˈplā bēˈtwēn ᴛʜē ˈsekən ənd ˈᴛʜərd ˈsesʜənz/ /ðiː ˈbreɪk ɪn ˈpleɪ biːˈtwiːn ðiː ˈsɛkən ənd ˈθɜrd ˈsɛʃənz/
Resimler
Favorites