English - Turkish
Definition of the body of persons making such excursion in English Turkish dictionary
- expedition
- sefer
O seferden asla geri dönmedi.
-He never returned from that expedition.
Büyük seferin lideriydi.
-He was the leader of the great expedition.
- expedition
- {i} hız
- expedition
- keşif gezisi
O, keşif gezisine katıldı.
-He took part in the expedition.
Onların keşif gezisinde bazı sorunlar bekleniyor.
-Some problems are expected on their expedition.
- expedition
- (Askeri) YURTDIŞI SEFERİ HAREKAT: Anayurt sınırları dışında yapılan seferi harekat; denizaşırı yerlerde yapılan seferi harekat
- expedition
- yolculuk
- expedition
- Sürat, acele
- expedition
- Gönderme, sevk
- expedition
- Keşif seferi; keşif heyeti
- expedition
- (isim) acele, çabukluk, hız, sefer, sevk
- expedition
- zor yolculuk
- expedition
- kesif heyeti veya seferi
- expedition
- {i} (özel bir amaçla yapılan) uzun yolculuk
- expedition
- hız/yolculuk
- expedition
- {i} çabukluk
Related Terms
English - English
Definition of the body of persons making such excursion in English English dictionary
- expedition
the body of persons making such excursion
Hyphenation
the bo·dy of persons mak·ing such ex·cur·sionTurkish pronunciation
dhi bädi ıv pırsınz meykîng sʌç îkskırjınPronunciation
/ᴛʜē ˈbädē əv ˈpərsənz ˈmākəɴɢ ˈsəʧ əkˈskərᴢʜən/ /ðiː ˈbɑːdiː əv ˈpɜrsənz ˈmeɪkɪŋ ˈsʌʧ ɪkˈskɜrʒən/
Resimler
Favorites