Tom omurgasına giden bir ürperti hissetti.
- Tom felt a chill go up his spine.
Zeke Choi'nin omurgası bir suikastçının kurşunuyla paramparça edildi.
- Zeke Choi's spine was shattered by an assassin's bullet.
Neden kaktüslerin dikenleri olduğunu biliyor musun?
- Do you know why cacti have spines?
Korkunç sahne onun tüylerini diken diken etti.
- The terrible scene sent shivers down his spine.