the best face of the material where the beautiful design is clearly visible

listen to the pronunciation of the best face of the material where the beautiful design is clearly visible
English - Turkish

Definition of the best face of the material where the beautiful design is clearly visible in English Turkish dictionary

face
{f} bakmak

Bu kızın güzel bir yüzü var. Kalbim ona bakmaktan erir. - This girl has a pretty face. My heart melts from looking at it.

Tom Mary'ye bakmak için geriye döndü. - Tom turned around to face Mary.

face
karşısında olmak
face
{f} dönmek
face
{f} göğüs germek
face
{f} yönelmek
face
(Ticaret) karşısında durmak
face
çehre
face
{i} (saatte) mine, kadran
face
şekil

Benimle tekrar o şekilde konuşursan, yüzünü parçalayacağım. - If you talk to me that way again, I'm going to smash your face in.

Onun yüzü acıdan şekil değiştirmişti. - His face is distorted by pain.

face
şeref
face
sıvamak
face
{f} karşı olmak
face
{i} ön yüz, cephe
face
{f} yüzünü dönmek
face
on taraf
face
{i} sima
face
sıvama
face
{f} (bir duruma) dayanmak, tahammül etmek
face
{i} biçim

Şapkamı giymeyi unuttum ve yüzüm kötü biçimde güneşten yandı. - I forgot to wear my hat and my face got badly sunburned.

Tom'un yüzü kötü bir biçimde çürük. - Tom's face is badly bruised.

face
{i} (Geometri) yüz
English - English
face
the best face of the material where the beautiful design is clearly visible

    Hyphenation

    the best face of the ma·te·ri·al where the beau·ti·ful de·sign I·s clear·ly vis·i·ble

    Turkish pronunciation

    dhi best feys ıv dhi mıtîriıl hwer dhi byutıfıl dîzayn îz klîrli vîzıbıl

    Pronunciation

    /ᴛʜē ˈbest ˈfās əv ᴛʜē məˈtərēəl ˈhwer ᴛʜē ˈbyo͞otəfəl dəˈzīn əz ˈklərlē ˈvəzəbəl/ /ðiː ˈbɛst ˈfeɪs əv ðiː məˈtɪriːəl ˈhwɛr ðiː ˈbjuːtəfəl dɪˈzaɪn ɪz ˈklɪrliː ˈvɪzəbəl/
Favorites