the backbone, a thorn, a sharp point

listen to the pronunciation of the backbone, a thorn, a sharp point
English - Turkish

Definition of the backbone, a thorn, a sharp point in English Turkish dictionary

spine
omurga

Tom omurgasına giden bir ürperti hissetti. - Tom felt a chill go up his spine.

Mermilerden biri onun omurgasına zarar verdi. - One of the bullets damaged his spine.

spine
(Denizbilim) sert ışın
spine
uçurtmanın dik çıtası
spine
belkemiği
spine
hayb
spine
diken

Korkunç sahne onun tüylerini diken diken etti. - The terrible scene sent shivers down his spine.

Neden kaktüslerin dikenleri olduğunu biliyor musun? - Do you know why cacti have spines?

spine
{i} irade
spine
(Tıp) Omurga, belkemiği, amudufikari
spine
{i} (Anatomi) omurga, belkemiği
spine
{i} sürgün
spine
{i} (kitapta) sırt
spine
{i} kitap sırtı
spine
belkemiğine benzer şey
spine
iğne-benzeri yapı
spine
{i} iğne
spine
{i} kılçık
spine
(isim) omurga, belkemiği, irade, diken, iğne, kılçık, filiz, sürgün, kitap sırtı
spine
diken/sırt/omurga
English - English
{n} spine
the backbone, a thorn, a sharp point
Favorites