Bay Johnson dikkatsiz yönetimi nedeniyle kaybedilen para miktarı hakkında endişe ediyordu.
- Mr Johnson was concerned about the amount of money that was being lost because of careless management.
Mary, diyetinde et miktarını kısıtlıyor.
- Mary restricts the amount of meat in her diet.
Doktor Tom'a yediği kırmızı et miktarını azaltmasını söyledi.
- The doctor told Tom to lower the amount of red meat that he ate.
Yediğim etin miktarını azalttım.
- I've reduced the amount of meat I eat.
... the limitation in the amount of information we have ...
... I'm sorry, no amount of mind-body medicine ...