Tarih çalışmayı severim.
- I like studying history.
Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi.
- I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves.
Bütün günü Fransızca çalışarak geçirdim.
- I spent all day studying French.
Geriye dönüp bakıldığında, Keşke Tom çalışarak daha fazla zaman harcasaydı.
- In retrospect, Tom wishes he had spent more time studying.
Amerikan dramasını çalışıyorum.
- I'm studying the American drama.
Evde İngilizce çalışıyorum.
- I'm studying English at home.