the action of the verb to smoke

listen to the pronunciation of the action of the verb to smoke
English - Turkish

Definition of the action of the verb to smoke in English Turkish dictionary

smoking
dumanlama
smoking
(Gıda) tütsüleme
smoking
{f} sigara iç

Sigara içmeyi bırakmalısın. - You must give up smoking.

Sigara içmeyi bıraktım. - I've given up smoking.

smoking
çilim çekme
smoking
çilim çeken
smoking
sigara içerek

Sigara içerek oturdum. - I sat smoking a pipe.

O, sigara içerek çocuklarını hasta ediyor. - By smoking cigarettes, he's making his children sick.

smoking
{s} sigara içen

Sigara içenin sağlığın için kötü olduğu bulundu. - It has been found that smoking is bad for your health.

Sigara içen adam O artık buraya gelmez dedi. - The man who was smoking said, He doesn't come here any more.

smoking
{i} tütme
smoking
{i} sigara içme

Sigara içmeyi bırakmalısın. - You must stop smoking.

Sigara içmeyi bırakmalısın. - You must give up smoking.

smoking
{s} sigara içilen

Sigara içilen bölümde bir koltuk istedim. - I asked for a seat in the smoking section.

ABD'de bir restorana girerken seçeneğin vardır, sigara içilen ya da sigara içilmeyen yerde oturmak. - In the U.S., you have the option, when you enter a restaurant, to sit in the smoking or non-smoking section.

smoking
{s} duman çıkaran
smoking
{s} tüten

Ev kelimesi bir çatısı ve tüten bacaları olan bir dikdörtgen binanın zihinsel görüntüsünü anımsatır, ki bu çimenlerle ve ağaçlarla çevrili olabilir ve mutlu bir aile tarafından oturulabilir. - The word house evokes the mental image of a rectangular building with a roof and smoking chimney, which may be surrounded by grass and trees and inhabited by a happy family.

smoking
smoke tütsüle/tüt/iç
English - English
smoking
the action of the verb to smoke

    Hyphenation

    the ac·tion of the verb to smoke

    Turkish pronunciation

    dhi äkşın ıv dhi vırb tı smōk

    Pronunciation

    /ᴛʜē ˈaksʜən əv ᴛʜē ˈvərb tə ˈsmōk/ /ðiː ˈækʃən əv ðiː ˈvɜrb tə ˈsmoʊk/
Favorites