Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

the action of the verb to run

listen to the pronunciation of the action of the verb to run
English - Turkish

Definition of the action of the verb to run in English Turkish dictionary

running
koşu

O neyin peşinden koşuyor. - What is he running after?

Tom ofisin etrafında kafası kesilmiş bir tavuk gibi koşuyordu. - Tom has been running around the office like a chicken with its head cut off.

running
{i} çalışma

Çalışmaya başlamak istiyorum. - I want to start running.

Bir çiftlikte çalışmak zordur. - Running a farm is difficult.

running
{i} koşma

Yüzmede koşmaktan daha iyi değilim. - I'm not good at swimming any more than running.

Koşmak iyi egzersizdir. - Running is good exercise.

running
bitişik (elyazısı)
running
(Gıda) yürütme
running
işleyiş
running
sürüngen (bitki)
running
oynar
running
genel

New York'ta o kadar çok kirlenme var ki koşucular genellikle maske takarlar. - There is so much pollution in New York that joggers often wear masks when running.

running
akar

Tom elektrik ve akarsu olmadan ormanda yaşıyor. - Tom lives in the woods without electricity and running water.

running
art arda
running
sarılgan
running
{s} arka arkaya
running
bitişik sıvı
running
(Tıp) Akıntılı
running
{s} koşarak yapılan
running
{i} kaçakçılık
running
geçer
English - English
running
the action of the verb to run

    Hyphenation

    the ac·tion of the verb to run

    Turkish pronunciation

    dhi äkşın ıv dhi vırb tı rʌn

    Pronunciation

    /ᴛʜē ˈaksʜən əv ᴛʜē ˈvərb tə ˈrən/ /ðiː ˈækʃən əv ðiː ˈvɜrb tə ˈrʌn/
Favorites