the action of the verb to excite

listen to the pronunciation of the action of the verb to excite
English - Turkish

Definition of the action of the verb to excite in English Turkish dictionary

exciting
heyecan verici

Oyunların hiçbiri heyecan verici değil. - None of the games were exciting.

Futbol heyecan verici bir oyundur. - Soccer is an exciting game.

exciting
{s} heyecanlı

O, bir dizi heyecanlı dedektif hikâyesi yazdı. - He has written a number of exciting detective stories.

Genç ve heyecanlıydı. - He was young and exciting.

exciting
{f} heyecanlandır

İspanya'yı ilk ziyaretimde her şey beni heyecanlandırıyordu. - Everything was exciting to me when I visited Spain for the first time.

Buz hokeyi heyecanlandırıcı bir spordur. - Ice hockey is an exciting sport.

exciting
heyecanlandırma
exciting
uyaran
exciting
heyecanlandırıcı

Buz hokeyi heyecanlandırıcı bir spordur. - Ice hockey is an exciting sport.

exciting
{s} ilginç

Bu hikaye ilginç, eğlenceli ve hatta heyecan verici. - This story is interesting, funny and even exciting.

exciting
(Tıp) Uyarıcı, harekete sevkedici, kişide heyecan doğurucu
exciting
{s} uyarıcı
English - English
exciting
the action of the verb to excite

    Hyphenation

    the ac·tion of the verb to ex·cite

    Turkish pronunciation

    dhi äkşın ıv dhi vırb tı îksayt

    Pronunciation

    /ᴛʜē ˈaksʜən əv ᴛʜē ˈvərb tə əkˈsīt/ /ðiː ˈækʃən əv ðiː ˈvɜrb tə ɪkˈsaɪt/
Favorites