the act of stating, an arrangement, an account of particulars

listen to the pronunciation of the act of stating, an arrangement, an account of particulars
English - Turkish

Definition of the act of stating, an arrangement, an account of particulars in English Turkish dictionary

statement
{i} rapor
statement
{i} açıklama

Benim kısa bir açıklamam var. - I have a brief statement.

Tom'un açıklaması tamamen saçma. - Tom's statement is pure nonsense.

statement
tebliğ
statement
ifade olunan şey
statement
{i} hesap özeti: bank statement bankanın müşterisine verdiği hesap özeti
statement
(Dilbilim) düztümce
statement
hesap pusulası
statement
önerme
statement
(Mukavele) hesap raporu
statement
Söylem
statement
rapor/ifade
statement
söz

Onun sözünün aslını araştıracağım. - I'm going to ascertain the truth of his statement.

Ben onun sözüne inanamadım. - I could not believe his statement.

statement
{i} beyan

Onun masum olduğu beyanına inanıyor musun? - Do you believe his statement that he is innocent?

Başkan yarın bir beyanatta bulunacak. - The president will issue a statement tomorrow.

statement
{i} ifade

İfade tamamen gerçek değil. - The statement is not wholly true.

Onun ifadesi düzmeceydi. - Her statement was false.

statement
{i} bilanço
statement
anlatım,deyim
statement
{i} tarife
statement
{i} ifade; demeç, beyanat
English - English
{n} statement
the act of stating, an arrangement, an account of particulars
Favorites