the act of sparing; moderation; restraint

listen to the pronunciation of the act of sparing; moderation; restraint
English - Turkish

Definition of the act of sparing; moderation; restraint in English Turkish dictionary

spare
{f} canını bağışlamak
spare
{f} öldürmemek
spare
{f} harcamamak
spare
fazla olarak
spare
azlık
spare
kıyamamak
spare
arık
spare
yedek

Tom yedek lastiği çıkarmak için bagajı açtı. - Tom opened the trunk to get the spare tire.

Tom yedek lastiği çıkarmak için bagajı açtı. - Tom opened the boot to take out the spare wheel.

spare
boş

Boş zamanımda Tatoeba'da cümle çeviririm. - I translate sentences on Tatoeba in my spare time.

Onu boş vaktimde yapabileceğimi düşünüyorum. - I think I can do it in my spare time.

spare
kıt
spare
serbest
the act of
eyleminin
spare
spare parts yedek parçalar spar
spare
{s} sıska
spare
{i} ihtiyat
spare
{s} zayıf
spare
{s} fazla (para): Do
spare
spare cash ihtiyat akçesi
spare
kıt dar
spare
{f} kıymamak
English - English
spare
the act of sparing; moderation; restraint
Favorites