the act of separating or the condition of being separated

listen to the pronunciation of the act of separating or the condition of being separated
English - Turkish

Definition of the act of separating or the condition of being separated in English Turkish dictionary

separation
ayrılık

Beş yıllık ayrılıktan sonra onu göreceğim günü sabırsızlıkla bekliyordum. - I was looking forward to the day when I could see him after five years' separation.

Linda yasal ayrılık için dava açtı. - Linda filed for a legal separation.

separation
ayırma

Bu ayırma duvarını inşa etmek yasal mı? - Is it legal to build this wall of separation?

separation
ayrılma

Kilise ve devletin ayrılması, anayasanın temel ilkelerinden biridir. - The separation of church and state is one of the fundamental principles of the Constitution.

İki leopar yavrusunun ayrılması hakkındaki hikaye bana oldukça basmakalıp gibi görünüyor. - The story about the separation of the two leopard cubs seems pretty trite to me.

separation
{i} boşluk
separation
{i} müstakil olma
separation
{i} ayrışma
separation
{i} bölünme
separation
{i} aralık
separation
{i} huk. ayrı yaşama
separation
firkat
separation
hasretlik
separation
(Askeri) askerlikten ayrılma
separation
ayrı yaşama
separation
ayrılış
separation
{i} ayrı olma
separation
(Askeri) AYRILMA: Faal görevden ayrılma, terhis, emeklilik, tard, ihraç, istifa veya ölüm sonucu yapılan personel işlemlerine uygulanan geniş anlamlı terim
separation
(Tıp) Ayrılma, birbirinden uzaklaşma
English - English
separation
the act of separating or the condition of being separated

    Hyphenation

    the act of sep·a·rat·ing or the con·di·tion of be·ing sep·a·ra·ted

    Turkish pronunciation

    dhi äkt ıv sepıreytîng ır dhi kındîşın ıv biîng sepıreytıd

    Pronunciation

    /ᴛʜē ˈakt əv ˈsepərˌātəɴɢ ər ᴛʜē kənˈdəsʜən əv ˈbēəɴɢ ˈsepərˌātəd/ /ðiː ˈækt əv ˈsɛpɜrˌeɪtɪŋ ɜr ðiː kənˈdɪʃən əv ˈbiːɪŋ ˈsɛpɜrˌeɪtəd/
Favorites