Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

the act of rising; a rise; an ascent

listen to the pronunciation of the act of rising; a rise; an ascent
English - Turkish

Definition of the act of rising; a rise; an ascent in English Turkish dictionary

source
{i} kaynak

Tatoeba açık kaynaklıdır. - Tatoeba is open source.

Açık kaynak; teknolojik yeniliği kullanan motordur. - Open source is the engine that drives technological innovation.

source
(Askeri) KAYNAK: 1. İstihbarat bilgilerinin elde edildiği şahıs, cisim veya faaliyet. 2. Gizli faaliyetlerde bulunan normal olarak yabancı tabiiyetli bir şahıs (ajan). 3. Sorgulama faaliyetleri sırasında, istihbarat amaçlı bilgileri bilerek veya bilmeyerek veren herhangi bir şahıs. Bu meyanda, kontrol edilen kaynak, istihbarat faaliyetin emrinde veya kontrolunda olup bilgilerin istihbarat amacı için kullanılacağını bilmektedir. Kontrol edilemeyen kaynak ise, bilgileri gönüllü olarak vermektedir ve bunların istihbarat amacıyla kullanılacağını bilmeyebilir. Bak. "agent", "collection agency"
source
tedarikçi
source
eşme
source
bulak
source
memba suyu
source
(Bilgisayar) kaynağı

Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır. - The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful.

Rüzgar ucuz ve temiz bir enerji kaynağıdır. - Wind is a cheap and clean source of energy.

source
kumkuma
source
göze
source
{i} kaynakça
source
memba
the act of
eyleminin
source
{i} yararlanılan kaynak
source
{i} kaynak; köken
source
{i} menşe
source
(Askeri) (NATO) KAYNAK: İstihbarattaki kullanımıyla, bilgilerin elde edildiği şahıs veya şey. Bak. "agency", "agent"
source
pınar başı
source
(Tıp) Kaynak, herhangi bir şeyin çıktığı veya elde edildiği kaynak
English - English
source
the act of rising; a rise; an ascent
Favorites