the act of producing offspring or multiplying by such production

listen to the pronunciation of the act of producing offspring or multiplying by such production
English - Turkish

Definition of the act of producing offspring or multiplying by such production in English Turkish dictionary

generation
nesil

Sen gelecek nesile aitsin. - You belong to the next generation.

Ebeveynler yeni nesile gerçeklikten uzak ve gerçekçi olmayan hayallerin peşinde koşturan bir nesil olarak olarak bakıyor. - Parents look to the new generation as a generation that is far from reality and busy running after unrealistic dreams.

generation
{i} üretme
generation
{i} kuşak

Titan'da bir kolonide yaşamak: Tomas'ın torunu, Tomas'ın kendi klonu olan oğlunun klonuydu. Onlar üç kuşak klondu. - Living in a colony on Titan, Tomas' grandson was a clone of his son, who was a clone of himself, Tomas. They were three generations of clones.

Birinin adını daha sonraki kuşaklarda yükseltmek ve böylece birinin ebeveynlerini övmek, bu anne babaya saygının en büyük ifadesidir. - To raise one's name in later generations and thereby glorify one's parents, this is the greatest expression of filial piety.

generation
nesil/üretim
generation
oluşum
generation
(Tıp) döl yatağı
generation
dölleme
generation
(Çevre) elektrik enerjisi üretimi
generation
{i} oluşturma
generation
(çıngı/vb.) üretme
generation
vasat olarak insan nesli farzedilen otuz yıl
generation
{i} üretim; meydana getirme
generation
(Askeri) (PHOTOGRAPHY) ÜRETİM (FOTOĞRAF): Orijinal bir negatif/pozitif'den birbiri ardına pozitif/negatif kopyalar hazırlanması. Örneğin, orijinal bir negatiften üretilen ilk pozitif bir ikinci -nesil üretimi; bu pozitiften yapılan negatif bir üçüncü nesil üretimi; ve bu negatiften elde edilen bir sonraki pozitif veya baskıda dördüncü nesil bir üretimdir
generation
generation gap aile ile çocuk arasındaki görüş farkından doğan anlaşmazlık
generation
(Askeri) MODEL: Bir füze, jet motoru veya benzeri teçhizatın teknik veya teknolojik geliştirilmesinde ilkel niteliğini kaybetmiş, tekamül halinde veya tekamül etmiş şekil ve performanslarla kendini belirten bir safha veya devre. Örneğin "roketlerin ilk modelleri sıvı yakıt kullanıyordu"
generation
zürriyet husule getirme
generation
{i} dünyaya getirme
generation
{i} üretim

Tam otomatik hikaye üretimi bilgisayar bilim adamları için çözülmemiş bir sorun kalmaya devam etmektedir. - Fully automatic story generation remains an unsolved problem for computer scientists.

generation
(Tıp) Zürriyet, nesil, doğuş, tenasül, üreme jenerasyon
English - English
generation
propagation
multiplication
the act of producing offspring or multiplying by such production

    Hyphenation

    the act of pro·du·cing off·spring or mul·ti·ply·ing by such pro·duc·tion

    Turkish pronunciation

    dhi äkt ıv prıdusîng ôfsprîng ır mʌltıplayîng bay sʌç prōdʌkşın

    Pronunciation

    /ᴛʜē ˈakt əv prəˈdo͞osəɴɢ ˈôfˌsprəɴɢ ər ˈməltəˌplīəɴɢ ˈbī ˈsəʧ prōˈdəksʜən/ /ðiː ˈækt əv prəˈduːsɪŋ ˈɔːfˌsprɪŋ ɜr ˈmʌltəˌplaɪɪŋ ˈbaɪ ˈsʌʧ proʊˈdʌkʃən/
Favorites