English - Turkish
Definition of the act of plundering in English Turkish dictionary
- loot
- {f} yağmalamak
- loot
- {i} yağma
Yağmacılar mezardan antik eserler çaldı.
-Looters stole ancient artifacts from the tomb.
Herhangi bir yağmalamaya katlanmayacağız.
-We won't tolerate any looting.
- loot
- {i} ganimet
Bu senin ganimet payın.
-This is your share of the loot.
Hırsızlar ganimetlerini böldü.
-The thieves split up their loot.
- loot
- kanunsuz kazanç
- loot
- ganimet olarak zaptetmek
- loot
- çalıntı mallar
- loot
- (Argo) mangır
- loot
- çapullamak
- the act of
- eyleminin
- loot
- {i} vurgun
- loot
- {i} argo mangır, para
- loot
- yağma çapul
- loot
- {f} talan etmek
- loot
- {i} talan
Yağma, tecavüz ve talan, savaş sırasında yaygındır.
-Looting, raping, and plundering are common during wartime.
- loot
- (fiil) yağmalamak
- loot
- {i} yağmalama
Herhangi bir yağmalamaya katlanmayacağız.
-We won't tolerate any looting.
Süpermarketi yağmalamaya gidelim!
-Let's go to loot the supermarket!
- loot
- para
Related Terms
English - English
Definition of the act of plundering in English English dictionary
- loot
the act of plundering
Turkish pronunciation
dhi äkt ıv plʌndırîngPronunciation
/ᴛʜē ˈakt əv ˈpləndərəɴɢ/ /ðiː ˈækt əv ˈplʌndɜrɪŋ/
Resimler
Favorites