the act of placing the object into the goal

English - Turkish

Definition of the act of placing the object into the goal in English Turkish dictionary

Related Terms

goal

gaye

goal

erek

goal

hedef

Sonunda hedefine ulaştı. - Finally, he achieved his goal.

Onlar hedeflerine ulaştılar. - They attained their goal.

goal

amaç

Onlar amaçlarına ulaştılar. - They will have achieved their goal.

Amaçlarımıza ulaşmak için her zaman çaba harcamak zorundayız. - We always have to make efforts to reach our goals.

goal

gol

Bu gece ilk golü kim atar? - Who will score the first goal tonight?

O, bir gol attığında, kalabalık bağırdı. - The crowd yelled when he scored a goal.

goal

{i} ideal

goal

kale

Fransa'nın kalecisi yere daldı ve Ronaldo'nun atışını kurtardı. - The goalkeeper for France dived to the ground and saved Ronaldo’s shot.

Bir kaleci olmak zor mu? - Is it hard being a goalie?

the act of

eyleminin

goal

dili kaleci

goal

goalie i

goal

{i} spor kale

goal

{i} sayı

Az sayıda amacın olduğunda yaşlanırsın. - When you have few goals, you get older.

goal

{i} spor gol

goal

{i} amaç, gaye, hedef, erek, maksat

goal

goal line gol çizgisi

goal

gôl/kale/amaç

goal

goalkeeper kaleci

English - English

Definition of the act of placing the object into the goal in English English dictionary

goal

Hyphenation

the act of plac·ing the ob·ject in·to the goal

Turkish pronunciation

dhi äkt ıv pleysîng dhi ıbcekt întı dhi gōl

Pronunciation

/ᴛʜē ˈakt əv ˈplāsəɴɢ ᴛʜē əbˈʤekt əntə ᴛʜē ˈgōl/ /ðiː ˈækt əv ˈpleɪsɪŋ ðiː əbˈʤɛkt ɪntə ðiː ˈɡoʊl/