English - Turkish
Definition of the act of paying visits or judging in English Turkish dictionary
- visiting
- {s} ziyaret
Büyük şehirleri ziyaret etmekten hoşlanmam.
-I don't like visiting big cities.
İsviçre, çok güzel bir ülkedir ve ziyaret edilmeye değerdir.
-Switzerland is a very beautiful country and well worth visiting.
- visiting
- {s} ziyaret eden
Ziyaret eden yazarın onuruna bir parti düzenlendi.
-A party was held in honor of the visiting writer.
- visiting
- (Spor) deplasmana gitmek
- visiting
- {f} ziyaret et
Ben, dün hiç zaman kaybetmeden teyzemi hastanede ziyaret ettim.
-I lost no time in visiting my aunt in the hospital yesterday.
Bügünkü gazete Başbakanın Amerikayı ziyaret etme fikrinden vazgeçtiğini bildiriyor.
-Today's paper reports that the premier has given up the idea of visiting America.
- the act of
- eyleminin
- visiting
- visiting pr
- visiting
- visiting book yapılmış veya yapılacak ziyaretlerin yazıldığı defter
- visiting
- visiting nurse gezer hastabakıcı
- visiting
- visiting day kabul günü
- visiting
- {s} konuk olan
- visiting
- visiting card kartvizit
- visiting
- resmi ziyarette bulunan kimse
Related Terms
English - English
Definition of the act of paying visits or judging in English English dictionary
- {n} visiting
the act of paying visits or judging
Hyphenation
the act of pay·ing visits or judg·ingTurkish pronunciation
dhi äkt ıv peyîng vîzıts ır cʌcîngPronunciation
/ᴛʜē ˈakt əv ˈpāəɴɢ ˈvəzəts ər ˈʤəʤəɴɢ/ /ðiː ˈækt əv ˈpeɪɪŋ ˈvɪzəts ɜr ˈʤʌʤɪŋ/
Resimler
History
Favorites