Bu bir kiralık araba.
- This is a rental car.
Bu dükkân kiralık video dükkânıdır.
- This shop is a rental video shop.
Tom kiralık bir araba kullanıyor.
- Tom is driving a rental car.
Bu bir kiralık araba.
- This is a rental car.
Kasabada bir şey kiralamayı düşünüyordum.
- I was thinking of renting something in town.
Boston'un ortasında bir ofis kiralamak çok pahalı.
- Renting an office in the middle of Boston costs a lot.
Tom odalarından birini bir üniversite öğrencisine kiralayarak ekstra para kazandı.
- Tom made some extra money by renting one of his rooms to a college student.
Dan yerel bir araba kiralama ajansında görüldü.
- Dan was spotted at a local car rental agency.
Ace araba kiralama'nın bürosu nerede?
- Where's the office for Ace rental car?