the act of orienting or the state of being oriented

listen to the pronunciation of the act of orienting or the state of being oriented
English - Turkish

Definition of the act of orienting or the state of being oriented in English Turkish dictionary

orientation
yön

İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler. - Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation.

Cinsel yöneliminiz değiştirebileceğiniz bir şey değildir. - Your sexual orientation is not something you can change.

orientation
oryentasyon
orientation
yönlendirme
orientation
Kişinin çevreye oranla kendi durumunu değerlendirebilmesi, kendi durumunun farkında olması, çevreye uyma ve alışma yeteneği
orientation
yönelim

Cinsel yönelimimi değiştirebilmek isterim. - I'd love to be able to change my sexual orientation.

İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler. - Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation.

orientation
Kişide zaman ve yer kavramının bulunuşu, oryentasyon
orientation
yönlendirme Yönlendirme /
orientation
{i} uyum sağlama
orientation
{i} bir yere/çevreye alışma/intibak
orientation
(isim) doğuya doğru inşa etme, yönlendirme, yöneltme, yön belirleme, oryantasyon, uyum sağlama
orientation
{i} yön belirleme
orientation
(Nükleer Bilimler) yöneliş,yönlenme
orientation
yönlendirmek
orientation
{i} oryantasyon
orientation
uzanım
orientation
{i} doğuya doğru inşa etme
orientation
(Askeri) AYARLAMA: Bak. "orient"
English - English
orientation
the act of orienting or the state of being oriented
Favorites