the act of one who looks; a glance

listen to the pronunciation of the act of one who looks; a glance
English - Turkish

Definition of the act of one who looks; a glance in English Turkish dictionary

looking
görünme

Bazen iyi görünme ve rahat olma arasında seçim yapmak zorundasın. - Sometimes you have to choose between looking good and being comfortable.

Aptal görünmeyi sevmiyorum. - I don't like looking foolish.

looking
(Bilgisayar) aranıyor
looking
{i} bakış

Bir şeye bakış şeklin senin durumuna bağlıdır. - Your way of looking at something depends on your situation.

Ben bu konuya farklı bir bakış açısından bakıyorum. - I am looking at the matter from a different viewpoint.

looking
bakarak

Rahibe Teresa neye ihtiyaç olduğunu görmek için etrafına bakarak işine başladı. - Mother Teresa began her work by looking around to see what was needed.

O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi. - Many nights did he spend, looking up at the stars.

the act of
eyleminin
English - English
looking