Kazanan tarafta olacağımızı düşünüyordum.
- I thought we were going to be on the winning side.
Kazanan bir takımı asla değiştirme.
- Never change a winning team.
O, yarışmayı kazandığı için bir ödül aldı.
- He got a prize for winning the competition.
Ben şampiyonluğu kazanacağımdan eminim.
- I'm sure of winning the championship.
Kazanmak önemli olan tek şey değildir.
- Winning isn't the only thing that matters.
Önemli olan tek şey kazanmak olsa, o zaman keyfimiz kaçar.
- If the only thing that mattered was winning, then we'd be depressed.
Eder kazandıran golü attı.
- Eder scored the winning goal.
Kazançlarımızla güzel bir ev alabiliriz.
- We could buy a nice house with our winnings.
Onların galibiyet serileri bittiği için art arda 10 oyun kaybettiler.
- They have lost 10 games in a row since their winning streak ended.
Tom galibiyet golünü attı.
- Tom scored the winning goal.