English - Turkish
Definition of the act of making a fold or folds; also, a fold; a doubling; a plication in English Turkish dictionary
- folding
- (isim) katlama
- folding
- kırma
- folding
- açılıp kapanabilen
- folding
- kıvrımlanma
- folding
- (Coğrafya) kıvrılma
- folding
- bükmek
- folding
- paftalama
- folding
- bükme
- folding
- {f} katla
Çamaşır yıkarken bir sorunum yok ama giysileri katlamaktan nefret ediyorum.
-I don't have a problem doing the laundry, but I hate folding the clothes.
Tom katlanabilir bir sandalyeye oturdu.
-Tom sat down on a folding chair.
- folding
- katlama
Origami kağıt katlama sanatıdır.
-Origami is the art of folding paper.
Çamaşır yıkarken bir sorunum yok ama giysileri katlamaktan nefret ediyorum.
-I don't have a problem doing the laundry, but I hate folding the clothes.
- folding
- katlayarak
- folding
- {s} çiftkanatlı
- folding
- {s} katlanan
Bu katlanan şemşiyeyi yanına al. Yararlı olabilir.
-Take this folding umbrella with you. It might come in handy.
- folding
- {s} katlanır
- folding
- {s} açılır kapanır
- folding
- {s} portatif
Related Terms
English - English
Definition of the act of making a fold or folds; also, a fold; a doubling; a plication in English English dictionary
- folding
the act of making a fold or folds; also, a fold; a doubling; a plication
Hyphenation
the act of mak·ing a fold or folds; also, a fold; a doubling; a pli·ca·tionPronunciation
Resimler
Favorites