the act of looking; vision; gaze; glance

listen to the pronunciation of the act of looking; vision; gaze; glance
English - Turkish

Definition of the act of looking; vision; gaze; glance in English Turkish dictionary

aspect
{i} açı, yön, bakım: Let's consider this aspect of the problem. Meselenin bu yönünü düşünelim
aspect
bakış açısı
aspect
bakı

Diğer bakış açıları var. - There are other aspects.

aspect
yüz ifadesi
aspect
baktığı yön
aspect
bir yanı
aspect
görünüş
aspect
tek tarafı
aspect
çok yönlü herhangi bir şeyin bir yüzü
aspect
{i} cephe
aspect
{i} yön

Çeşitli yönleriyle Yunan kültürünü inceledik. - We studied Greek culture from various aspects.

Şehir hayatının elverişli yönlerini vurguladı. - He stressed the convenient aspects of city life.

the act of
eyleminin
aspect
suret
aspect
{i} görüş
aspect
(Mukavele) görünüş; sima; görüş; durum
aspect
{i} hal
aspect
nazar
aspect
gezegenlerin birbirine oranla durumları
aspect
bakış

Diğer bakış açıları var. - There are other aspects.

aspect
safha
English - English
aspect