the act of judging

listen to the pronunciation of the act of judging
English - Turkish

Definition of the act of judging in English Turkish dictionary

judgement
{i} yargı

Öyle bir yargılama yapmak yanlış fikirlere yönlendirebilir. - Making such a judgement may lead to wrong ideas.

Meseleyi senin yargına bırakıyorum. - I leave the matter to your judgement.

judgement
{i} muhakeme
judgement
{i} yargılama

Yargılama yarın verilecek. - Judgement will be given tomorrow.

Öyle bir yargılama yapmak yanlış fikirlere yönlendirebilir. - Making such a judgement may lead to wrong ideas.

judgement
{i} hüküm

Otistik insanların yalnızca yaklaşık yüzde 15'i işgücündedir, başlıca nedeni insanların onlar hakkındaki büyük peşin hükümleridir. - Only about 15 per cent of people with autism are in the workforce, mainly because people are so judgemental about them.

judgement
{i} sağduyu

Yaşına göre iyi bir sağduyusu var. - He has good judgement for his age.

judgement
rey
judgement
tebligat
judgement
kıyamet
judgement
yargıgücü
judgement
değerlendirme
judgement
i., bak. judgment
judgement
bkz.judgment
judgment
görüş
judgment
hüküm

Çok hızlı hüküm vermeyin. - Don't pass judgment too quickly.

Düşünmek zordur ve bu yüzden birçok insan sadece hüküm verir. - Thinking is difficult, and therefore many people only pass judgment.

the act of
eyleminin
judgement
{i} tahmin
judgement
{i} düşünce
judgement
{i} karar

Biz onun kararına güvenebiliriz. - We can rely on his judgement.

Hızlı kararlar tehlikelidir. - Quick judgements are dangerous.

judgement
{i} kanı
judgment
{i} yargılama

Tom kötü bir yargılama çağrısı yaptı - Tom made a bad judgment call.

Yargılama günü geldi. - The day of judgment has arrived.

English - English
judgement
judgment
the act of judging

    Hyphenation

    the act of judg·ing

    Turkish pronunciation

    dhi äkt ıv cʌcîng

    Pronunciation

    /ᴛʜē ˈakt əv ˈʤəʤəɴɢ/ /ðiː ˈækt əv ˈʤʌʤɪŋ/
Favorites